Biz insan evladı, gittiğimiz her yeri kirletiriz, suyunu kirletiyoruz, sokaklara çöp atarak sokakları kirletiyoruz, ormanlar önce pikniğimizi yapıp sonra bütün çöpümüzü bırakarak ormanlarımızı da kirletiyoruz. Yani dokunduğumuz her şeyi bozup kirletmekte üstümüze yoktur. Dünya’dan sonra uzayı da çöplüğe çevirmeyi başardık. Meydana gelen bu kirlilik, uzay çalışmalarını olumsuz etkilemekle birlikte bizim yaşantımızı da olumsuzluklar git gide artmaktadır ve uzay çöpü probleminin nasıl bertaraf edilebileceğine dair çözümler üretilmesi gerekiyor.
Tamam Türkiye olarak belki uzay alanında o kadar iyi olmayabiliriz, sürekli uzaya uydu fırlatmıyor olabiliriz, roket fırlatma rampamız olmayabilir, uzay ajansımız da olmayabilir ve hatta biz uzaya hiç insan da göndermemiş olabiliriz. Ama bu sorunda kaçamazsınız zira hepimiz bu dünyada yaşıyoruz ve olabilecek bütün olumsuzluklar hepimizi bulacaktır. Belki bunların bir komplo teorisi olduğunu düşünebilirsiniz ama emin olun bir teoriden daha fazlasından bahsediyorum.
Uzay çalışmalarının hız kazandığı 1950’li yılların sonundan itibaren 4000’in üzerinde insanlı ve insansız uzay uçuşu gerçekleştirildiği biliyoruz. Uzaya gönderilen araçlar fırlatılırken kullanılan füzelerin parçalarının sadece belli bir kısmı dünyaya kontrollü olarak geri dönmekte. Ancak uzay boşluğuna savrulan yaklaşık 1 ile 10 cm büyüklüğünde 300 milyondan fazla hurda parçası olduğu belirmek isterim. Bu hurdalar arasında astronotların eşyaları, roket parçaları, cıvatalar, ölü uydular, uydu ve uzay aracı atıkların hepsi birer uzay çöpüdür. Bunları tehlikeli hale getiren ise konumları ve hızlarıdır.
Birçoğu Dünya atmosferine girip sürtünmeyle parçalandığı için tehlike yaratmıyor. Ancak yerden 800 ile bin 100 kilometre yükseklik arasındaki bölgede hareket eden uzay atıkları binlerce kilometrelik hızlarıyla uydulara, mekiklere ve astronotlara zarar verebiliyor. Özellikle uydular için büyük risk arz eden uzay çöpleri, cep telefonu iletişimi, radyo ve televizyon yayınları gibi hayatımızda önemli olan unsurları tehdit edeceği belirtilmekte. Mesela, Bir ilaç tableti büyüklüğündeki bir parça, saatte 15 bin km'lik hızıyla uydulara zarar verip astronotları öldürebilir.
Şu an Dünyanın yörüngesinde dönen yaklaşık 19.000 uydumuz ve bu uyduların yaklaşık 9.000’den fazlası kullanılamıyor, görevi bitmiş, bozulmuş ama dünya yörüngesinde dönmeye devam eden çöplerdir. Birçok pilotumuzun da, “ben ufo gördüm” diye bahsettiği bu ufolar da bu uzay çöpleridir. Bu uzay çöpünün %95’inin sahipleri, uzay yarışında olan Çin, Amerika ve Rusya devletleri olmaktadır.
Hatırlarsınız bundan yaklaşık 1 ay önce Hindistan 104 yapay uydu tek roketle uzaya göndererek neredeyse bir rekor kırdı. Fazla uzun yıllar değil bundan 10 yıl sonra başımıza artık göktaşları veya meteorlar değil, bizim kendi elimizle uzaya gönderdiğimiz uydularımız başımıza yağacaktır!
Kaynak: Uzay Çöpü buradan da ulaşabilirsiniz...
Astronom, Sosyoloji terk, İş güvenliği teknikeri, Ç.Ü Astronomi ve Astrofizik YL, Yüreğir Bilim Merkezinde görevli, Amatör doğa ve gökyüzü fotoğrafçısı, Satranç Antrenörü, Mezopotamya Astronomi Topluluğu (MAT) kurucusu ve başkanı Mezopotamya Astronomi Derneği (MAD) kurucusu ve başkanı, Batman Yön Gazetesinde ara sıra köşe yazarı, Kara Kedi Sosyoloji Dergisinde ara ara yazar ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder