2 Haziran 2014 Pazartesi

Türk Mitolojisinde "Kaplumbağa"

Türk Mitolojisinde "Kaplumbağa"



Türk mitolojisinde kaplumbağanın kubbe şeklini andıran sırtı, göğü ve alt kısmıysa yeryüzünü işaret etmektedir. Böylece kaplumbağa, bir su üzerinde bulunan yer yüzüyle onun üzerindeki göğü temsil eden bir simge olmuştur. Bu kozmolojik tasarıma göre kutlu bir hayvan sayılan kaplumbağa, aynı zamanda astrolojik bir simgedir. Onun dört ayağının birbirini izleyişi dört mevsimin ahenkli bir biçimde birbirini takip edişine benzetilir. kabuğunun üzerindeki desen, kuzey gök yarım küresinde ki bir yıldız grubuna işaret eder, sol gözü Güneş'i, sağ gözüyse Ay'ı temsil eder. Bütün kabuklu hayvanların reisi sayılan kaplumbağa, kışın hareketsiz kaldığı ve yazın kabuğunu değiştirip kabuğundan dışarı çıktığı için uzun ömrün ve sabrın simgesi sayılır. kaplumbağa devletin gücünü ve koruyuculuğunu simgelediği gibi aynı zamanda da sonsuzluğun sembolüdür. Uzun ömürlü oluşu ve sabırdan dolayı da gücün, refahın, barışın ve mutluluğun bir işareti olarak görülür.




Kaplumbağa lahitlerinin üzerine dikilmiş yazıtlar mevcuttur.
Göktürk Kitabelerinde, Kültigin Anıtının bu kaplumbağa şeklinde bir taş zemin üzerine oturtulmasının bir manası vardır. Bundan maksat "edeb-müddet" idealinin yansıtılmaya çalışılmasıdır. Nasıl ki Ulu Ruh tarafından yaratılan dünya bir kaplumbağa sırtına yerleştirilmiştir, bu abidenin de kaplumbağanın sırtında kurulan, dünya var oldukça yaşaması ve ebediyete kadar orada kalması fikri işlenmiştir.








Resimde gördüğünüz gibi Mezopotamya Astronomi Topluluğunda (MAT) ambleminde kaplumbağa yer almaktadır.